Türkiye'den değişik renk ve tipte çoban köpekleri ilk kez 1960'lı yıllarda Natalka tarafından İngiltere'ye götürülmüş ve orada yetiştirrilmeye başlanmıştır.Bu ülkeye giden ilk kangallar ise 1965 yılında Konya'nın Bakırtolu köyünden alınan Gazi ve Sabahat adındaki erkek ve dişi kangallardır ve İngiltere'ye Dr.Charmian Steele tarafından götürülmüşlerdir.ABD'ye götürülen bu köpekler,Türkiye'de görev yapan Amerikalı Yarbay Bob Ballard tarafından ankara civarından toplanan,değişik morfolojik yapıdaki köpeklerdir.
Saf kangallar ise 1980'li yılların başında David ve Judith Nelson tarafından Amerika'ya götürülmüş ve aynı kişilerce kulübü kurulmuştur.Her iki ülkeye götürülen değişik renk ve kıl yapısındaki köpekler için kulüpler kurulmuş ve Anadolu Çoban Köpeği adı benimsenmiştir.Anadolu Çoban Köpeği kulübünden önce İngilterede kurulmuş olan Karabaş Kulübü,isim kousundaki iddiasını fazla sürdürmeyerek uluslararası yarışmalara Anadolu Çoban Köpeği adı altında katılmak zorunda kalmıştır.
Bugün Amerika'da 5000'in üzerinde değişik tip ve yapıda Anadolu Çoban köpeği vardır.Dünyada birçok köpek kulüp derneğin bağlı olduğu,Belçika merkezli Federation Cynologigue Internationale(FCI),Kangal ve Akbaş köpeklerini ayrı birer ırk olarak tanımamaktadır.Bu federasyon tarafından kabul edilen sadece Avrupa'da bulunan Anadolu Çoban Köpeği kulüpleridir.Bugün Amerika'dan Nambiya'ya çita koruma projesinde kullanılmak üzere götürülen Kangal köpekleri,belgesllerden de izlediğimiz gibi,dünyaya"Anadolu Çoban Köpeği"(Anatolian Shepherd Dog) olarak tanıtılmaktadır.Avrupa ve Amerika'da Kangal köpeğini Anadolu Çoban Köpeği olarak tanımlayan köpek kulüplerinin bu görüşlerinde ısrarlı olacakları ortadadır.Aslında bu kulüplerde Kangalların ayrı bir ırk olduğu bilincindedirler ancak bu doğruyu kabul etmek çıkarlarına ters düşmektedir.Çünkü ellerinde bulunan değişik tip ve renkteki binlerce köpeğin pazardaki yerini korumak zorundadırlar.Ayrıca Dünyada güçlü konumda olan ve sözünü geçiren de onlardır.Bu nedenle Türkiye'de varolan Kangal dernek ve kuruluşları biran önce bir araya gelip kendi federasyonlarını kurmak zorundadırlar.Türkiye'de kurulacak bulunan ve zayıf durumdaki Kangal kulüpleri ile işbirliğine gidip Kangal köpeğinin ayrı bir olduğunu kabul ettirebilir.Uluslararası arenada etkili olmak ve doğruları kabul ettirmek ancak güçlü bir federasyon ile mümkün olabilir.
23 Ağustos 2007 Perşembe
DÜNYA'DA KANGAL KÖPEKLERİ
Türkiye'de Kangal Köpekleri
Türkiye'de uygulanan yanlış tarım vehayvancılık politikaları,terör olayları,çarpık kentleşme,kontrolsüz artışı gibi nedenlerle;mera alanlarında daralma,koyun yetiştiriciliğinde gerileme ve koyun sayısında büyük azalma olmuştur.Buna bağlı olarak esas görevi koyun sürülerini özellikle kurtlara karşı korumak olan kangal köpeklerinin sayısıda azalmıştır.Ayrıca yaşamlarından uzaklaştırıldıkları için kangalların birçok ırk özelliğinde gerilemeler başlamıştır.Türkiye'de yetiştirilen ve ırk özelliklerini taşıyan kangal köpeklerinin büyük bölümü;özel çiftliklerde,kamu çiftliklerinde veya aile yanında;dar alanlarda,kulübe veya bölmeler içerisinde ve sürekli bağlı olarak yaşamaktadır.Bu durum hayvanın psikolojisini,davranışlarını ve hareket yeteneklerini olumsuz etkilediği gibi kas zayıflaması ve eklem bozuklukları sonucu bacak problemleri ve yürüme bozukluklarına da neden olmaktadır.Günümüzde iri ve yüksek yapılı ancak hantal ve doğal yeteneklerini büyük ölçüde kaybetmiş kangal sayısı hızla artmaktadır.
Bugün önemli yerli gen kaynaklarımızdan biri olan kangal köpekleri;sınırlı sayıda kamu kuruluşu,hayvan sever derneği,gönüllü akademik çevreler,özel çiftlikler ve meraklı kangal severler tarafından iyi niyetle korunmaya çalışılmaktadır.Bu çabalar kangal ırkının tanıtılması,devamlılığının sağlanması ve ırk özelliklerinin korunması bakımından faydalı olmakla birlikte sürü koruma ve kurtla mücadele gibi doğal yeteneklerinde ki gerilemeye engel olmamıştır.
Kangal köpeklerinin ırk özellikleri konusuna girmeden önce bu ırkın korunmasında önemli role sahip koyun,kurt ve çobanların Türkiye'deki durumu hakkında kısa bilgiler verilmesinde yarar vardır.
13 Ağustos 2007 Pazartesi
KÖPEKLERDE GÖRÜLEN BAZI ÖNEMLİ HASTALIKLAR
Kuduz : Akut seyirli, ölümün kaçınılmaz olduğu, insanlara bulaşabilen, viral bir hastalıktır. Hastalık huzursuzluk, sudan korkma, şuur kaybı ve felçlerle karakterizedir. Genellikle bulaşma kuduz mikrobu taşıyan hayvanların ısırmasıyla olur. Hayvandan hayvana veya hayvandan insana bulaşma ısırmayla olduğu gibi, ayrıca derin, kirli yaralara bulaşık salyanın teması ile de meydana gelmektedir.
Kuduz hastalığı üç formda görülür. Stadium protromorum (sukunet), Stadium irritations (hareket), Stadium Paralytycum (felç formu). Kuduz hastalığının tedavisi yoktur. Kuduz hastalığına karşı tek çare koruyucu aşılamadır. Üç ayını dolduran yavru köpeklere kuduz aşısı yapılmalıdır. Köpek yaşamı boyunca yılda bir defa aşılanmalıdır.
Echinoccosis : Hastalığın etkeni bir parazittir. Bu parazit köpeklere hastalıklı koyunların iç organlarını yemek suretiyle bulaşır. Bu parazitin yumurtalarının insana bulaşması köpeklerle temas sonucu mümkündür. Bunun için Veteriner Hekimin tavsiye edeceği paraziter ilaçlar kullanılmalıdır.
Gençlik Hastalığı (Canine Distemper) : Gençlik hastalığı köpeklerde %60-80 ölüm ile seyreden, daha çok 3-12 aylık köpeklerde görülen, yüksek ateş, iştahsızlık, kusma, ishal ve burun göz akıntıları gibi belirtiler gösteren viral bir hastalıktır. Ağız sütü alan yavrular 9-12 haftaya kadar doğal bağışıktırlar. Ağız sütü almayan yavrularda bu süre 1-4 haftadır. Köpek iyileşse bile kalıcı bozukluklara sebep olabilir. Köpeğinizin hastalığa yakalanmasını istemiyorsanız mutlaka aşısını yaptırmanız gerekir. 7-9 haftalık köpekler aşılama için en uygun dönemdedir.
Bulaşici Karaciger Hastaligi ( Infectious Canine Hepatitis Cav 1) : Hastalığın etkeni virusdur ve bulaşma hasta köpeklerin idrarı ile olur. Hastalığın en şiddetli formları yavru köpeklerde görülmektedir. Aşılı annelerden doğan yavru köpekleri colostrum 5-7 haftaya kadar koruyabilir. Bu hastalık karaciğerde şiddetli yangıya sebep olur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde gözlerde corneal bulanıklık şekillenir. Bu hastalık mavi göz olarak ta adlandırılır. Bu hastalığa karşı en etkin çözüm aşılamadır.
Kanlı İshal (Canine Parvavirus) : Parvoviruslar köpeklerde kanlı ishale sebep olurlar.İlk olarak 1978 yılında ortaya çıkan ve yüzbinlerce köpeğin ölümüne sebep olan bu hastalık, köpeklerin afeti olarak da tanımlanır. Hastalık her yaştaki köpekte gastro intestinal belirtilere, yavru köpeklerde kalp kasının iltihabına sebep olur. Parvoviral hastalığın ilk belirtisi şiddetli kusmadır. Kusmuk gri-beyaz renkte ve suludur. Kusmayı sulu, kötü kokulu, sarıdan kahverengiye kadar değişen renkte ishal izler. İshal halinde çıkarılan dışkıda, taze veya pıhtılaşmış halde kan bulunur. Ateş 41 ‘C ye kadar yükselir. Kusma ve ishal nedeniyle oluşan sıvı kayıpları sonucu, çoğu yavru köpekler ilk 24 saat içerisinde ölür. Kalbin etkilendiği durumlarda ise çoğu zaman yavru köpekler ölü bulunur. Bu hastalıkta ölüm oranı % 50’nin üzerindedir.
Adenevirus Tip 2 Enfeksiyonu : Bu virus daha çok solunum sisteminde hastalık yapmaktadır. Köpek öksürüğü hastalığı da denir. Özellikle kalabalık ortamlarda bulunan köpeklerde yaygındır. Hastalığın aşısı vardır.
Köpek Nezlesi (Canine Parainfluenza) : Bu viral enfeksiyon solunum sisteminde orta dereceli bir yangıya sebep olur.
Corona virus İshali (canine coronovirus) : Bu hastalık genellikle subklınik seyreder. Ateş, kusma ve ishal gibi belirtiler gösterir. Hastalık tek başına şiddetli enfeksiyonlara sebep olmamakla birlikte, özellikle parvaviral enfeksiyonla birleştiği zaman hem klinik belirtilerin şiddeti, hem de ölüm oranında artış görülür.
BAKTERİYEL HASTALIKLAR
Bordetelloz : Bu hastalığın ekeni bir bakteridir.Adenovirus tip 2 ve parainfluenza ile birleşerek köpek öksürüğü diye adlandırılan hastalığı meydana getirirler.Bu hastalık köpeklerde şiddetli öksürüğe sebep olur.Hastalığa karşı koruyucu aşı vardır.
Leptospiroz : Klinik tablosu oldukça değişken olan bu bakteriyel enfeksiyonda ateş ile başlayan hastalık böbrek yetmezliği ile sonuçlanır.başlıca belirtileri; halsizlik, uyuşukluk, depresyon, iştahsızlık, ishal, kusma, ağız ve göz mukozalarının yangısı, anormal sinirsel belirtiler ve ölüme sebep olan kan pıhtılaşma bozukluklarıdır. Bulaşma hastalıklı köpek ve ratların idrarıyla olur. Bu hastalık insanlara da bulaşabilir.
Hastalığın bulaşması ağız,göz zarları yoluyla olmaktadır. Hastalığın koruyucu aşısı vardır. 9-12 haftalık yaşlardaki köpekler aşılanmalıdır. 21 gün sonra ikinci aşılama yapılmalıdır. Yaşam boyunca her yıl bu hastalığa karşı aşılama yapılmalıdır.
AŞISI BULUNMAYAN ÖNEMLİ KÖPEK HASTALIKLARI
Herpesvirus : Bu viral enfeksiyon özellikle yavru köpekler için ölümcül bir hastalıktır. Süt emme dönemindeki yavru köpeklerde hafif dereceli solunum yolu enfeksiyonuna neden olur. Kalıcı enfeksiyonlar olgun dişilerde meydana gelir.
Brucellosis : Bu bakteriyel hastalığın ne aşısı nede tedavisi vardır. Hasta köpekler devamlı taşıyıcı durumundadır. Spontan yavru atmalar brucellozisin ilk gösterge- sidir. Bulaşma oral ve mukoz membranlar yoluyla olmaktadır. Erkek köpekler enfeksiyonu çiftleşme yoluyla enfekte dişi köpeklerden alırlar. Bu nedenle dişi köpekler üreme öncesinde brucellozis yönünden kontrol edilmelidir.
AŞILAMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Aşılanacak hayvan en az 7 haftalık olmalıdır. 7 Haftadan önce yapılan aşılar bağışıklık sistemini baskı altına alacağından ciddi yan etkiler ortaya çıkarabilir. Aşılama öncesinde yavrularda paraziter mücadele mutlaka yapılmış olmalıdır. İleri gebe hayvanlarda aşılamadan kaçınılmalıdır. İki aşı arsındaki süre en az 21 gün olmalıdır. Aşısı yapılacak köpeklerin ateşi, nabız ve solunum sayıları normal değerler arasında olmalıdır. Aşılama öncesinde ve aşılama esnasında köpekte strese sebep olacak faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Aşıyla beraber kesinlikle ilaç kullanılmamalıdır. Yani yeni hastalık atlatmış, iyileşme aşamasındaki köpeklerde aşılama yapılmamalıdır. Kullanılacak aşıların saklama şartlarına (+2-+8’C) uyulmalı, son kullanma tarihi geçmiş aşılar kullanılma- malıdır. Her köpek için ayrı, steril bir enjektör kullanılmalı, işi biten enjektör yakılarak imha edilmelidir. Aşılanacak köpeklerin beslenme durumlarının iyi olması gerekir. Yetersiz bir diyetin aşı yetmezliğinde büyük etkisi vardır.
Tablo 4 : Köpeklerin aşılama programları
Aşı İlk Aşılama Zamanı Tekrarı Uygulama Yolu
Parvovirus 7 Haftalık 21 gün sonra Deri altı veya kas içi
Distemper 7 Haftalık 21 gün sonra Deri altı veya kas içi
Hepatitis 7 Haftalık 21 gün sonra Deri altı veya kas içi
Parainfluenza 7 Haftalık 21 gün sonra Deri altı veya kas içi
Leptospirosis 7 Haftalık 21 gün sonra Deri altı veya kas içi
Bordeellosis 7 Haftalık 21 gün sonra Deri altı veya kas içi
Kuduz 12-16 Haftalık Yılda bir kez Deri altı veya kas içi
Corana virus 7 Haftalık 21 gün sonra 6 ayda bir Deri altı veya kas içi
PARAZİTER MÜCADELE
Yavru köpekler aşılama öncesinde iç (kılkurtları, kancalıkurtlar, tenyalar) ve diş ( bit, pire, kene, uyuz) parazitlerden arındırılmış olmadır. Bu amaçla sütten kesme döneminde bir Veteriner hekim kontrolünde iç ve diş parazitlere karşı ilaçlamalar yapılmalıdır. Bu uygulamalar tenyalar için en az bir hafta ara ile iki kez, kılkurtları için 15-21 günlük aralıklarla en az üç kez tekrarlanmalıdır. Kontroller üçer aylık aralıklarla sürmelidir.
Damızlık köpeklerin çiftleşme döneminden önce parazitlerden arındırılmış olmalıdır. Zira yavrular parazitleri ve hastalıkları gebelik sırasında ve sonrasında süt yoluyla alabilirler. Çiftleşme dönemi (sonbahar ve ilkbahar ayları) geldiğinde damızlık köpeklerin aşı ve parazitlerle ilgili sorunları olmamalıdır. Büyük köpekler için ilk paraziter uygulamalar yavru köpekler de olduğu gibi tekrar üçer aylık aralıklarla yapılır.
Köpekte görülen dış parazitler pire,bit, kene, uyuzdur.Pire herkesin tanıdığı bir parazittir. Bunlar sıçrayan, sürekli yer değiştiren ve köpeğin kanını emmekle kalmayıp hastalık bulaşmasına sebep olan parazitlerdir. Köpek piresi Pulex serraticeps adını taşır ve insanda köpekteki kadar barınamaz. Her pire 500 kadar yumurta bırakabilir ve aylarca beslenmeden yaşayabilir. Pireye karşı veteriner hekimin tavsiye ettiği ilaçlar kullanılabilir. Veya köpeğin boynuna takılabilen, pireye karşı geçici bir süre koruma sağlayan tasmalar kullanılabilir. Pireyle mücadele komple olmalıdır. Sadece köpek üzerinde pire mücadelesi yapmak yeterli değildir. Pireye ve larvalarına karşı toz veya sıvı ilaçlar, köpeğin bulunduğu her yere uygulanmalıdır.
Bit pireye nazaran daha az görülür. Daha çok, çok pis, bakımsız yerlerde barındırılan köpeklerde rastlanır. Pire mücadelesinde olduğu gibi mücadele edilmelidir.
Kene, Kangal köpeklerinde koyunlarla birlikte yaşadıkları için yaygın olarak görünür. Kene gözle görülebilir küçük bir karpuz çekirdeği şeklindedir. Köpeğin kanını emer. Kene sabit durduğu için köpeğin üzerinden temizlenmesi kolaydır. Bunun için üzerine benzin veya yoğun tuzlu su damlatılan kene, cımbız yardımıyla temizlenebilir. Kenenin parçalanmamasına dikkat edilmelidir. Keneye karşı ilaçlarla banyo yaptırılarak da mücadele yapılabilir. Banyo hem köpeğin üzerindeki keneleri yok ettiği gibi, geçici bir süre içinde keneleri köpeğe yaklaştırmaz.
Son zamanlarda iç ve dış parazitlere karşı etkili, değişik kullanım kolaylığında ilaçlar piyasada mevcuttur. Veteriner hekimin köpeğiniz için uygun göreceği ilaçları kullanmanızda fayda vardır.
Köpeklerdeki dış parazitlerin en kötüsü uyuzdur. Deri, kabarcıklar halinde kırmızı döküntülerle kaplanır. Kaşıntıyla karakterize, deri üzerinde kepeklenme, kabuklanma, kıl dökülmesi ve sonrada deride kıvrımların meydana geldiği ve kaşınma neticesinde deride sıyrıklar meydana gelir. Uyuza karşı antiparaziter ilaçlar kullanılmalıdır.
ZEHİRLENME TEHLİKESİ
Bir köpeğin hayatında çeşitli tehlikeler vardır. Bunlardan biri zehirlenmedir. Zehirlenme ; sindirim, dolaşım ve sinir sistemlerinde büyük tahribata yol açar. Fare zehrinin yanı sıra, aşırı dozda ilaçlar, bozuk yiyecekler ve temizlikte kullanılan maddelerde zehirlemeye neden olabilir.Bu listeye kasıtlı olarak verilen zehirleri de ekleyebiliriz. Köpek toksik bir madde aldıktan sonra kusma eğilimi gösterir. Kendiliğinden kusmazsa köpek sahibi 2-3 çay kaşığı tuzu hayvanın dilinin gerisine yerleştirerek yada bir bardak suya 3-4 çorba kaşığı kömür tozu katıp, zorla hayvanın boğazından akıtarak kusmasını sağlamalıdır. Bu uygulamadan hemen sonra bir Veteriner hekime gidilmelidir.
İlk Yardım : Her şeyden önce acil durumlarda lazım olacak çeşitli malzemelerin bulunduğu bir ilk yardım çantasının veya ecza dolabının evde bulundurulması gereklidir. Bu kutuda 5cc ‘lik steril plastik enjektör, alkol, dezenfektan, antibiyotikli yara tozu, absorbant ve tampon, pamuk, sargı bezi, bir makas, cımbız, köpeğin kulak içleri temizlemek için pamuklu çubuk, turnike uygulamaya yarayacak sıkı sargı ve bir de termometre bulundurulmalıdır.
Yüzeyde yada derin yaralanmalarda, hafif yırtılmalarda daima yaranın etrafındaki tüyler kesilmeli, yara akar suyla yıkanmalı, dezenfekte edilmeli ve sarılmalıdır.Yara büyük ise bir Veteriner hekim tarafından dikilmelidir.Ağır kan kaybı durumlarında yaranın üzerine turnike uygulanarak, kanı durdurmak gerekir. Yaralı köpek başına gelen olay sebebiyle korkmuş, ürkmüş ve ısırma eğiliminde olabilir. Bu durumlarda köpeğin sahibi, hayvanın ağzına ağızlık takmalı veya uygun bir bezle ağzını bağlamalıdır. Yaralı köpek mümkün mertebe az hareket ettirilmeli ve bir şey yedirilip içirilmemelidir. Vakit kaybetmeden yaralı köpeği Veteriner hekime götürmelisiniz.
9 Ağustos 2007 Perşembe
KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİNİN EĞİTİLMESİ
Köpek eğitimi, köpeğin insanla buluşup kaynaştığı günlerde başlamıştır. Köpek eğitiminin temel kaidesi insan- köpek ikilisinin psikolojik yönden anlaşmasıdır. Bu nedenle köpek eğiticisi, köpeğin anatomisini, fizyolojisini ve psikolojisini öğrenmeli ve eğitim uygulamalarını bu doğrultuda yapmalıdır.
Bütün köpekler ırk özelliklerinin gerektirdiği görevleri hiç eğitilmeden yaparlar. Örneğin bir çoban köpeği, eğitilmeden hayvanların korunmasını bilir. Av köpeği de aynı şekilde eğitilmeden, avın izini bulmakta ve çıkardığı seslerle onu izlemektedir. Yalnız ırk özelliği dışındaki görevleri yapabilmesi için köpeklerin özel bir eğitimden geçmesi gerekir.
Köpeklerden daha çok yararlanılmak amacıyla 1930 ‘lu yıllarda özel eğitim yöntemleri geliştirilmiştir. Özellikle askeri amaçla (bekçi, devriye, keşif ve benzeri gibi) hizmetlerde eğitilen köpekler Almanlar ve Ruslar tarafından birinci ve ikinci dünya savaşında kullanılmıştır. Amerika’da da 1942 yılında bu amaçla köpek eğitimi okulu açılmıştır.
Bugün bütün medeni ülkelerde askeri ve polisiye ve diğer amaçlarla köpek eğitim okulları mevcuttur.
Türklerde köpek eğitimi av köpeğinin eğitilmesiyle başlamıştır. Bunun dışında koyun sürülerini korumak amacıyla köpek eğittikleri bilinmektedir.
EĞİTİMDE ROL OYNAYAN FAKTÖRLER
Eğitimde insan ve köpek ilişkisinin rolü : İnsan ve hayvanın gerek eğitim gerekse sportif faaliyetlerdeki çalışmalardaki başarıları birbirleri ile kurdukları ruhsal ilişkiye bağlıdır. Köpek eğiticisinin herhangi bir köpeği eğitebilmesi için, çok iyi bir psikolojik yapıya sahip olması gerekir. Kendisi ile köpeğin en iyi şekilde nasıl uyum sağlayacağını anlamalı ve bu nokta üzerinde önemle durmalıdır. Köpekte de bazı özellikler bulunmalıdır. Örneğin, bir köpek bedenen ve psikolojik yönden sağlıklı olmalı ve normal bir zeka, dikkat ve cesarete sahip olmalıdır.
Eğitimde kalıtımın rolü : Her köpek ırk özelliklerini yavrularına kalıtsal olarak verir. Bir yavru köpek gelişme çağını tamamladıktan kısa bir süre sonra ana ve babadan gördüğü tüm hareketleri taklit eder.
Köpeğin özel yeteneklerinin rolü : Köpeklerin koku alma duyuları hiçbir canlı ile kıyas edemeyecek kadar gelişmiştir. Eğitimde köpeğin bu özelliğinin rolü büyüktür. Çünkü köpekler kokusunu aldığı bir canlıyı asla unutmazlar.
Her canlı kendine has bir vücut kokusu çıkarır ve bu koku parmak izi gibi her canlıda ayrı özellikler gösterir. Örneğin, hiçbir insanın kokusu diğer insanlarla en ufak bir benzerlik göstermez.
Koku alma duyusu çok gelişmiş olan köpek, herhangi bir yere saklanmış bir kişiye, ona ait bir eşyayı koklattıktan sonra geçtiği yerleri izleyerek onu ortaya çıkarır. Kangal köpeğinde koku alma duyusu çok iyi gelişmiştir. Bu sayede sürüye yaklaşan kurt veya başka bir zararlının (hırsız vs) kokusunu daha uzaktayken müdahale ederek sürüyü korur.
Eğitimde Eğitici Personelin Rolü : Köpek eğitimini yapacak kişinin en başta hayvanları sevmesi, sabırlı ve köpeklerden korkmayan, otoritesini hayvana kabul ettirebilecek birinin olması gereklidir. Eğitici köpeği sevmelidir. Köpeğin hareketlerinden, jestlerinden, bakışlarından veya ses tonundan ne istediğini anlamalı ve davranışlarını ona göre ayarlamalıdır. Köpek eğiticisi ani ve kesin kararlıdır. Bir emrin uygulanmasında nerede, ne zaman ve nasıl karar vereceğini mutlaka bilmelidir. Köpek eğiticisi korkak, çekingen ve tehlike karşısında görevi terk eden bir yapıda olmamalıdır. Aksine cesur, kararlı ve kendisi kadar köpeği de düşünen ve koruyan bir karaktere sahip olmalıdır.
Eğitici, karşısındaki canlının kendi düzeyinde bir beyin ve anlayış gücü olmadığını bilmeli ve onu eğitirken bir konuyu bir çok defa tekrarlamak zorunda kalacağını unutmamalıdır. Bu durumda asla sinirlenmemeli ve köpeğe kötü davranışlarda bulunmamalıdır. Köpek eğiticisi son derece sabırlı ve yüksek tahammül gücüne sahip olmalıdır.
KÖPEK EĞİTİMİNİN TEMEL KURALLARI
• Köpeğe komut verirken bununla ondan ne istendiğini anlayabileceği şekilde açıklanmalıdır. Köpek ile insan arasında bir iletişim eksikliği bulunmaktadır. Konuştuğumuz dil köpek için geçersizdir. Bu nedenle, verilen komutun ne anlama geldiğini işaret ederek , göstererek, yaptırarak ona anlatmalıyız.
• Komutlar; kısa, açık ve kesin olmalıdır. Daima klişeleşmiş biçim ve tonda verilmelidir. Köpekten istenen yaptırımlarla ilgili komutlar, genellikle tek heceli olmalı aynı zamanda aynı ses tonuyla söylenmelidir.
• Komutlar verilirken sesli emirler uygun bir hareketle desteklenmelidir.
• Komutların iyi bir şekilde öğrenilmesi için sürekli tekrarlar yapılmalıdır. Köpek bazen öğretilmek istenen yaptırımı kavramakta güçlük çeker.Bu gibi durumlarda usanmadan tekrarlamak ve istenen davranışı yapmasını beklemek gerekir. yaptırımdan vazgeçerek eğitimi bırakmak yanlış olur.
• Eğitim süreleri köpeğin ilgisini sürdürmesine göre belirlenmelidir.Bu süre genellikle 10-20 dakika arasında değişmektedir.
• Başarılı hareketlerinden sonra köpekler ödüllendirilmelidir.
• Eğitici köpeğin her başarılı davranışından sonra onu adıyla çağırarak ,sevgiyle okşarsa ,köpek istenileni yerine getirmek için daima büyük çaba gösterir.başarılı bir hareketten sonra köpeğin hoşlandığı etkinliklerde bulunmak,onunla oynamak,serbest bırakmak,dinlendirmekte birer ödüldür.
• Köpeğin hoşlanmayacağı her türlü davranış onun için bir cezadır.İstenmeyen yanlış bir davranış karşısında sertçe söylenen hayır sözcüğü ,köpeğe o davranışın yapılmaması gerektiğini anlatır.Sebebi ne olursa olsun köpek dövülmemelidir.
Köpek eğitiminde; köpeğin sahip olduğu yetenekler göz önüne alınarak ve köpeğin özelliklerine göre saptanması gerekir. Bu özellikler:
• Köpeğin bedensel özelliklerine
• Duyu ve algılamalarıyla ilgili yeteneklerini (görme, işitme, koku alma)
• Mizacı ile ilgili özelliklerine
• Zekası ile ilgili özelliklerine göre yapılmalıdır.
KANGAL ÇOBAN KÖPEKLERİNİN EĞİTİMİ
a) 0-6 AYLIK YAVRULARIN EĞİTİMİ
İlk olarak kendimizi onun dostu olduğuna inandırmak gerekir.Köpekle her an yakın bir ilişki içinde bulunmalıyız.Köpekler ,sevgi veya azarlama ifade eden ses ve hareketlerden etkilenen canlılardır. Köpek eğitiminde temel kural köpeği sevmek ve onunla dost olmaktır.Yavru bir aylıkken ele alınıp sevilmelidir.dört aylıktan sonra sevilen yavrular çekingen ve korkak olurlar.
Yavru Köpeklere İsim Vermek : Yavru köpek ile dostluk kurduktan sonra ilk görevimiz ona isim vermektir. Köpeğin isminin tek veya en çok iki heceli olması gerekir.ona karşı daima bu isim kullanılmalıdır. Başlangıçta kararsızlık ve tereddüt hali görülür.Yalnız bu durum kısa sürede geçer. Köpek, adını kısa süre içerisinde benimser.
Yavru Köpeklere Düzenli Bir Yeme, İçme Alışkanlığını Kazandırmak : Gelişi güzel beslenen,belirli bir yemek saati bulunmayan,günde birçok defa yiyecek verilen köpekler bütün yiyeceklere karşı ilgi duyarlar.Köpek sürekli bir şeyler yemek ister. Köpeğin yiyeceğini kendi yiyecek kabında,belirli yer ve zamanda belirli oranda yemesi,genel sağlık, sindirim ve boşaltım düzeninin yanı sıra,eğitimi üzerinde etkisi olumludur.
Köpeklerin Tasmaya Alıştırılması : Köpeğin tasmaya yavru iken alıştırmak gerekir.Çünkü ergin hale gelmiş ve hiç tasma takmamış köpekleri tasmaya alıştırmak oldukça zordur.Bunun için yavruyu gözleri açılır açılmaz,yumuşak deriden yapılmış hafif bir tasma takılmalıdır.Daha sonra buna çok ince ve hafif zincir takılarak yavrunun zincire de alışması sağlanır.
Yavru Köpeklerin Duyu Organlarını Geliştirmek İçin Uygulanacak Egzersizler :
• Koku alma duyusunun geliştirilmesi
• Gıda maddeleri ile uygulanan egzersizler
• Oyuncaklarla uygulanan egzersizler
• Sevdiği kişi ve eşyalarla uygulanan egzersizler
• İşitme duyusunun geliştirilmesi
• Sese karşı duyarlılığının kazandırılmasıdır.İnsanın duyamadığı frekans -lardaki seslere özel düdükler vasıtasıyla çağırma gibi komutlar öğretilir.
• Görme duyusunun geliştirilmesi
Köpekler özellikle hareketli ve parlak olan şeyleri büyük bir dikkatle izlerler.
Yavru Köpeklerin Kulubeye Alıştırılması : Kangal köpekleri özgürlüğüne çok düşkündür.Bu nedenle sekiz haftalıkken yavrular mutlaka kafes veya barınağa konulmalı ve alıştırılmalıdır.
b) 6-12 AYLIK KÖPEKLERİN EĞİTİMİ
Yavru Köpeklere Eğitimi İle İlgili Sözcüklerin Öğretilmesi : Yavru köpekler genellikle üç aylık oldukları zaman söylenen sözlerin % 75-88’ini anlar ve manasını değerlendirir.İlk iş olarak köpeğe tek kelimeden oluşan emirler ve bunların anlamı öğretilmelidir.Bu nedenle gel , git , bak , yat , kalk vb. gibi sözcükler öğretilir.
GEL sözcüğünün öğretilmesi:Yavru normal istirahat durumunda iken veya uzakta herhangi bir şeyle uğraşırken sert bir ses tonu ve ismi ile GEL diye seslenilmelidir.Bu esnada iki el birbirine vurularak veya sağ el bacağa vurularak ses çıkartılır.Çünkü her sözcük veya her emir mutlaka bir hareketle yapılmalıdır.
BAK sözcüğünün öğretilmesi :BAK emri köpeğin dikkatini çekmek için verilir.Bak emri ile beraber baş ve orta parmaklarla bir şık sesi çıkartılır.
HAYIR sözcüğünün öğretilmesi:Hayır sözcüğü köpeğin istenmeyen davranışları sonunda sert bir ses tonu ve ciddi bir tavır içinde kullanılmalı ve bu esnada işaret parmağı ileride gereken hareket yapılmalıdır.
İZLE (Takip) sözcüğünün öğretilmesi: Köpek sol tarafa alınır.Köpeğin sağ omuzu eğiticinin sağ dizi ile aynı hizaya gelecek şekilde yürümesi veya oturması sağlanır.Köpek ileri veya geri kaldığı anda eğitici öne veya arkaya çıkarak yada köpeği öne veya arkaya çekerek ve her düzeltmede izle (Takip) sözcüğünü kullanarak emri tekrarlar.
KAL sözcüğünün öğretilmesi :Yavru köpeğe KAL kelimesinin anlamını öğretmek için avuç içi köpeğin burun hizasına gelecek şekilde tek bir hareketle bu emir verilir.Kal emrini alan köpek , bulunduğu pozisyonu ikinci bir emre kadar bozmamalıdır. Kal emri her pozisyonda verilebilir.
YAT sözcüğünün öğretilmesi : Köpeğin vücudu sahibinin veya eğiticinin vücuduna paralel ve sağ omuzu sol ayakla aynı hizada olacak pozisyonda köpeğin yatmasını sağladıktan sonra yat komutu tekrarlanır.Ayağa kalkmak için hamle yapmak istediğinde eğer kalkmasını istemiyorsak hayır komutunu tekrarlamalıyız.Bu komut la beraber kalk komutunu da öğretebiliriz.
OTUR sözcüğünün öğretilmesi :Oturma eğitiminin köpeğe kazandırılmasında üç yöntem bulunmaktadır.
-Yedekte oturma eğitimi; köpek , eğitimi izle komutu ile yedekte başlar.Bir süre gidildikten sonra eğitici dur komutu ile birlikte sol elinin avuç içini köpeğin avuç içini köpeğin burnuna tutarak durdurur ve otur komutunu verir.Bunu yaparken , sol eliyle köpeği kalçasından aşağı doğru bastırır ve sağ elinde tuttuğu eğitim kayışını yukarı doğru çekerek oturmasını sağlar.
-Köpek, eğiticisinin karşısında iken yapılan oturma eğitimi; eğitici köpeğin bir metre kadar ötesinde karşısına geçer. Elini parmakları bitişik,avuç içi köpeğin burnu üstünde ve yere dönük olarak öne doğru uzatır.Bir ucunu sol elinde tuttuğu eğitim kayışına sağ ayağı ile basarak köpeğin oturmasını sağlarken otur komutunu verir.
-Serbest olarak yapılan oturma eğitimi ; eğitici , köpeğin eğitim kayışını çıkartarak onu karşısına alır.Sağ elini parmakları bitişik , avuç içi
köpeğin burnu üstünde yere dönük olarak öne doğru uzatarak otur emrini verir.
-ARA-BUL sözcüğünün öğretilmesi: bulması istenen nesne gösterilir ve koklatılır daha sonra saklanarak bulması istenilir.Sevdiği oyuncak ile oyun oynar gibi yapılırsa eğitim daha kolay ve zevkli hale gelir.
-TUT sözcüğünün öğretilmesi; köpeğe saldırma yeteneğini kazandırmak için bu emir öğretilir.Köpekler hareketli her maddeye karşı büyük bir ilgi duydukları için bu uygulamanın önce top ile yapılması uygun olur.
-ATLA sözcüğünün öğretilmesi: bu emir ile köpekten yüksek veya derin bir engelin atlayarak aşması istenmektedir.Atlama eğitimi eğiticinin köpek ile beraber hareketi yapması uygun olur.
Fiziki Gücü Geliştirme Çalışmaları : Gerek bekçilik görevi yapacak ve gerekse askeri veya polisiye hizmetlerde çalıştırılacak köpeklerin üstün bir fiziki güce sahip olmaları şarttır . Bu amaçla uygulanan yöntemlerle köpeğin yalnız fiziki gücü değil aynı zamanda cesareti , dikkati ve kendine olan güveni de gelişir.Fiziki güç eğitimi özel olarak yapılmış çeşitli engeller üzerinde uygulanır.Bu engeller yükseklik, uzunluk, denge, tırmanma ve güven duygusu gibi yetenekleri artıracak çeşitli şekillerden oluşmaktadır.
• Yüksek atlama yeteneğini artıracak engel eğitimi : Köpeğin engel aşmasını sağlamak için dereceli olarak yükseltilebilen çeşitli türde engeller vardır.Yüksek atlama engelleri 120 cm eninde ve her biri 15 cm yüksekliğinde altı tane engelden oluşur. Köpeğin engel aşmasını sağlamak için önce alçak olan engeller seçilmelidir. Bunlar aşıldıktan sonra engel kademeli olarak yükseltilmelidir. Yüksek atlama engeli , bidonlar üst üste konularak meydana getirilen belirli bir yükseklikten köpeğin atlatılması ile de yapılır.Yüksek atlama eğitimi ayrıca hilal engel kullanılarak köpeğin yeteneği artırılır.
• Uzun atlama yeteneğini artıracak engel eğitimi : Uzun atlama eğitimi için 150 cm uzunluk, 120 cm genişlik ve 70 cm derinlikteki içi su dolu engeller kullanılır.Yalnız eğitimde ilk önce 50 cm uzunluktaki engellerden köpek atlatılarak daha sonra 100 cm ve 150 cm uzunluktaki engellerden atlatılır.
• Denge yeteneğini artıracak engel eğitimi : Denge yeteneği,düz tahta veya kütükten yapılmış engeller üzerinde uygulanır.Kütük engeller 30 cm çapında olmalı ve üzerinde durduğu ayaklarla en çok 50 cm yükseklikte ve 360 cm uzunlukta olmalıdır. Köpek eğiticinin solunda ve takip pozisyonunda denge engeline doğru gidilir. Denge engeline gelindiği zaman HOP-ATLA komutuyla köpek engele çıkartılır ve engeli geçmesi sağlanır.
• Tırmanma yeteneğini artıracak engel eğitimi : Bu engel eğitimi için merdiven veya üçgen prizma şeklindeki engeller kullanılır. Eğitici ve köpek takip pozisyonundayken tırmanma engelinin yanına gelir. Hop -Atla emri ile köpek engele tırmanmaya başlar . Engelin üst kısmında 120 x 120 cm boyutunda düz bir kısım vardır. Köpek tırmandıktan sonra bir kaç saniye burada dinlenir ve diğer taraftaki basamaklardan aşağıya iner.
• Güven duygusunu artıracak engel eğitimi : Bu eğitimde amaç köpeğin kendisine ve eğiticisine karşı güvenini artırmaktır.Genellikle bu engel 60 cm çapında ve 360 cm boyutundaki bir tünelden ibarettir.Eğitici önce giriş kısmından ve yüzü tünele bakacak şekilde köpeğine yat emrini verir. Arkasından kal diyerek tünelin diğer kısmına geçer ve sürün emrini verir.Böylece köpeğin geçmesini sağlar.
c) 12-15 AYLIK KÖPEKLERİN EĞİTİMİ
Temel itaat ve ileri itaat eğitimlerindeki programlar bu dönemde eksiksiz olarak tatbik edilmelidir.
Temel itaat eğitimi : Bu eğitimin amacı , her emri aynen uygulayan bir köpeğin ye- tiştirilmesidir. Temel itaat eğitimi köpek eğitiminin esasını teşkil eder.Burada köpeğe kazandırılan yetenek ile ilerideki özel eğitimlerin ve özel görevlerin başarılması sağlanmaktadır.
Temel itaat eğitiminde köpeklerde zincir tasma ve 150 cm uzunluğundaki sevk kayışı uygulanır.Bu eğitimin uygulaması iki aşamada yapılmaktadır.Birinci aşamada köpeğin yanında ve zincir tasmayla, ikinci aşamada ise köpekte sevk kayışı mesafesi kadar uzaktan emirler verilerek eğitim yapılır.Bu eğitimde kullanılan emirler köpeğe yavruluk döneminde sözcükler halinde öğretildiğinden dolayı , bu emirleri köpeğe daha kolay uygulatmamız mümkündür.
Temel itaat eğitiminde takip, hayır ve otur emirleri verilerek egzersizler yaptırılır. Ayıca otur kalk,yat ve sürün gibi emirlerle ilgili egzersizler zincir tasma veya 150 cm uzunluğundaki sevk kayışı kullanılarak yaptırılır.
İleri itaat eğitimi : Köpek eğiticisinin, köpek üzerindeki etkisini artırmak ve köpekle eğitici arasındaki güveni geliştirmek için ileri itaat eğitimi yapılır.Temel itaat eğitiminde kullanılan 150 cm uzunluğundaki sevk kayışı yerine önce 9 m. uzunluğunda sevk kayışı kullanılır ve sonra köpek tamamen serbest bırakılarak eğitime devam edilir.Köpek verilen her emri çok uzak mesafelerden uyguladığı anda ileri itaat eğitiminde başarı sağlanmış olur.
Destek eğitimleri : Köpeklerin fiziki güçlerinin geliştirilmesi ve genel bilgisini artıracak şekilde egzersizler yaptırılır.
• Fiziki gücü geliştirme eğitimleri
-Yüksek atlama yeteneğini artıracak engel eğitimi
-Uzun atlama yeteneğini artıracak engel eğitimi
-Denge yeteneğini artıracak engel eğitimi
-Tırmanma yeteneğini artıracak engel eğitimi
-Güven duygusunu artıracak engel eğitimi
• Genel bilgi eğitimleri
Bu bölümde saldırganlık, yabancıların aranıp bulunması, bina-baraka ve mağara gibi yerlerin aranması, kısa iz takibi, köpeklerin silah sesine alıştırılması ve suda boğulanların kurtarılması ile akarsulardan geçilmesi gibi konular üzerinde egzersizler yaptırılır.
15-18 aylık köpeklerin eğitimi : Bu dönemde köpeklerin ileride alacakları görevler ile ilgili özel eğitimler uygulanır.
Kangal çoban köpekleri , uzun süre eğitime tabi tutulan diğer köpek ırkları ile mukayese yapıldığı zaman öğrenme kabiliyetleri bakımından onlardan daha üstün olduğu gözlenir.Kangal Çoban Köpekleri herhangi bir özel eğitimden geçirilmeksizin iç güdüsel olarak koyun sürülerini yönetirler. Kendi sorumlulukları altındaki koyunları en iyi şekilde korurlar.Kangal Çoban Köpeği, sahip olduğu özel yeteneklerinden dolayı koruma ve bekçi köpeği, devriye köpeği, keşif köpeği ve çoban köpeği olarak eğitimleri yapılır.
Koruma ve bekçi köpeği eğitimi : Koruma ve bekçi köpeğinin görevi bir binayı, bir tesisi veya bir bölgeyi korumaktır.Korum ve bekçi köpeklerine bir kişi bakmalı ve başkalarıyla arkadaşlık kurması önlenmelidir. Sorumlu olduğu bölgeye giren ve yaklaşan herkese karşı şiddetli tepki gösterecek şekilde şartlandırılmalıdır.Koruma ve bekçi köpeği asla cezalandırılmamalıdır. Koruma ve bekçi köpeğinin eğitimi eğitimi, yabancı göreceği canlı cansız her şeye karşı saldırgan olacak şekilde yapılmalıdır.Köpek bir binayı bekleyecek ise, önce eğitimciyle beraber bu bina ve etrafını hergün enaz birkaç kez dolaşmalıdır. Köpeğin yiyeceği ve suyu bu bina çevresinde verilmelidir.Kulübesi de bekleyeceği bu binanın yakınında bir yerde olmalıdır.Koruma ve bekçi köpeğinin günlük eğitsel egzersizleri ve fiziki gücü artıracak egzersizleri aksatılmadan uygulanmalıdır.
Devriye Köpeği Eğitimi : Devriye hizmeti, koruma ve bekçilik eğitimi görmüş köpeklerle yapılan özel bir görev türüdür.Bu görev genel olarak askeri, polis, cezaevi ve fabrika gibi alanlarda uygulanır.Bu gibi yerlerin gereği gibi korunması için devriye nöbetleri düzenlenir. Devriye köpekleri eğiticileri ile birlikte göreve çıkarlar.
Yalnız bunlar toplu olarak eğitim gördüklerinden gruptaki diğer eğiticileri ve köpekleri yakından tanırlar. Devriye köpekleri için gruptaki köpek eğiticileri dışında herkes yabancı daha açık ifade ile düşmandır.Bu nedenle devriye köpekleri bölgelerine giren bir yabancının kokusunu hemen hisseder ve eğiticilerine gereken işareti verir.Devriye görevi bölgenin taşıdığı özelliğe göre gündüz ve gece devamlı olarak yürütülür.Devriye görevi yapacak köpeklere görev alanları iyice öğretilir.Her köpeğe sürekli olarak aynı bölgede görev verilmelidir.Köpeklerin farklı bölgelerde görev yapmaları sağlanmalıdır. Devriye köpeği yetiştirilirken köpeğin sorumlu olduğu bölgeye yabancılar saklanarak eğitim yapılır.Bu uygulama korunacak bölgenin hemen her noktasında mutlaka yapılmalı ve köpek bu bölgeye girecek her yabancıyı haber verecek şekilde şartlandırılmalıdır. Uygulamalar gündüz ve gece olarak ayrı ayrı tatbik edilmelidir.
Keşif köpeği eğitimi : Bu eğitimden amaç, yasak bölgeye girmesi muhtemel şüpheli kişilerin, elimizde en ufak bir ip ucu olmadan sadece köpeğin koku alma duyusundan faydalanarak bulunmalarını sağlamaktır.Keşif köpekleri yalnız eğiticisini ve birlikte görev yaptıkları diğer köpeklerin eğiticisini tanır. Bunun dışında herkes ve hatta her canlı onlar için yabancıdır. Keşif eğitimine rüzgar, arazi şartları, hava durumu ve zaman konusu gibi faktörler göz önünde tutularak hazırlanmalıdır.Ayrıca kokunun erişemeyeceği ölü noktalar da düşünülmeli ve eğitici bu etkenler doğrultusunda yönünü ve yöntemini ayarlamalıdır.Bunları dikkate alınmadan yapılacak keşif eğitimleri asla başarıya ulaşamaz.Keşif köpek eğitimi her gün 4 saat yapılmalıdır. Keşif köpeklerine kaybolan kayakçıların ve karda mahsur kalan araçların veya deprem gibi afetlerde de toprak altında kalanların bulunması gibi amaçlara yönelik görevler verilir.
Kangal köpekleri uzun süre eğitime tabi tutulan diğer köpek ırkları ile mukayese yapıldığı zaman öğrenme kabiliyeti bakımından, onlardan daha üstün olduğu gözlenir.
8 Ağustos 2007 Çarşamba
Kangal ve Kurt
Saatte 64km. hızlarıyla bozkırın sahibi olan kurtlar için önemli besin kaynakları olarak görülebilecek koyunlar doğada Kangallara emanet edilmiştir. Sürü halinde çalışan sosyal ve akıllı kurtlar iş bölümü yaparak bir kısmı sürüyü gözlerken, diğerleri de avlarının etrafını sararlar. Kangalları şaşırtmak için farklı taktikler kullansa da Kangal deneyimlidir. Kangalar yaklaşan tehlikeyi havayı koklayarak süzerler. Kurtlar da Kangallar da gece aktiftirler. Herhangi bir göz temasında Kangallar Kurtları sürüden uzaklaşana kadar kovalar. Yaş, cinsiyete göre ise Kurtla kavga olabilir..
Her sürüde en az bir tane dişi Kangal bulunur, dişi köpekler Kurtlara karşı daha duyarlıdır. Kangal Kurdun beline, Kurtta Kangalın kulakları ve boynunu hedef alır. Kulakları ısırılan Kangal zayıf düşer. Bunu önlemek için Kangalın kulaklar? 2-3 aylıkken kesilir. Boynunu Kurdun dişlerinden korumak için ise ‘Hırlat’ denilen dikenli tasmalar kullanılır
KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİNİN DÖL VERİMİ ÖZELLİKLERİ
Kızgınlık gösterme zamanı : Kızgınlıklar bütün bir yıla yayılmakla beraber, belli mevsimlerde yoğunlaşmak tadır. Kangal köpeklerinde kızgınlık daha çok ilkbahar, yaz ve kış mevsiminde görülür. Bu farklılığın muhtemelen bölgesel iklim ve bakım- beslenmeden kaynaklandığı söylenebilir. Östrus siklusu süresi: Kangal köpeklerinde östrus siklusu gebeliğin olduğu dönemlerde 180 gün civarındadır.
İlk kızgınlığa ulaşma yaşı: Bu köpek ırkında ilk kızgınlık yaşı 13.8 ay dolayındadır.
Çiftleşme süresi: Ortalama 20 dakikadır.
Kızgınlık gösterme oranı: Bu oran bakım-beslenme şartları ile çok etkilendiğinden % 64 ile % 94 arasında değişir.
Gebelik oranı: Gebelik oranı da bakım ve beslenme farklılıklarından dolayı % 64 ile % 94 arasında değişir.
Ortalama yavru sayısı: Kangal köpeklerinde bir doğumda ortalama yavru sayısı 7-8 civarında değişmektedir.
Ölü doğum oranı : Ölü doğum oranı % 2 ile % l4 arasında değişmekle beraber, çoklu doğum tipinin artışı ile birlikte ölü doğum oranı da artmaktadır.
Yaşama gücü oranı : 15. Gün ile bir yaş yaşama gücü oranı sırası ile % 85 ile % 75 civarındadır.
Büyüme : Ortalama doğum ağırlığı 550 gr civarındadır.
Doğum sayısının artması ile birlikte doğum ağırlığı azalmaktadır. Cinsiyet, ana yaşı, doğum yılı ve mevsimi doğum büyüklüğü üzerine etkisi önemlidir. Bir yaş civarında ortalama ağırlık ise 35-40 kg arasındadır. Kangal köpeği yavrularında canlı ağırlık artışının en yüksek olduğu dönem 6. ay ile 8. Ay-1 yaş arasında 10.5 kg olarak gerçekleşmiştir. Yavruların 6. Ay sonu ağırlığı 1 yaş canlı ağırlıklarının yarısından fazladır. 8. Ay sonu canlı ağırlıkları ise 1 yaş canlı ağırlığından yaklaşık 6 kg daha fazladır.
6 Ağustos 2007 Pazartesi
KÖPEKLERE GÜNLÜK BAKIM
Tımar için çeşitli fırçalar yapılmıştır. İçlerinde madeni telli olanlar vardır. Köpeğin tüyleri uzun ve sert ise madeni fırçalar kullanılır. Fırça önce tüy yatımı tersine, sonra tüy yatımı yönüne olmalıdır. Üzeri tüm yüzeyi tarayacak şekilde uygulanmalıdır. Fırçalama esnasında kırılan ve dökülen kıllar, parmak uçları deride bir tarak gibi kullanılarak temizlenmelidir.
Tüyleri yumuşak ve çok dökülen köpeklerde, parmaklar açık bir durumda, el suya batırılarak ve ıslak bir şekilde vücut tarakla taranıyormuş gibi taranarak temizlenmelidir. Keza, bu suyun içine Veteriner Hekimin tavsiye edebileceği dezenfektan bir madde de katılabilir. Bu el masajından sonra bütün vücut bir defa fırçalanıp, özel taraklarla taranmalıdır.
Köpeği sık sık yıkayarak temizlemek sağlığı yönünden zararlıdır. Çünkü köpeklerde deride bir ter bezi yoktur. Ancak bol miktarda yağ bezleri vardır. Yağ bezleri deride yumuşaklık ve tüylere parlaklık verir. Bol yıkama deriyi kurutur, çatlatır, tüyleri donuklaştırır. Ayrıca çeşitli deri hastalıklarına zemin hazırlar.
Yıkama işleri Veteriner Hekimin uygun gördüğü hallerde, saf zeytin yağı ile yapılmış sabunlarla ve ılık suyla yapılmalıdır. Köpek çok kirlenmemişse ayda bir kez yıkanmalıdır. Yıkama köpeğin kuyruğundan başlar, başına doğru devam eder. Bu sırada kulaklar ve göze sabun kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kulaklar yıkama esnasında pamukla tıkanmalıdır.
Köpeğin vücut bakımını incelerken, bazı organlarla sağlık arasındaki ilgiyede kısaca değinmek gerekir. Bir köpeğin sağlığı bazı organlarına bakılarak kolayca anlaşılır.
Gözler : Pembe, sarı görünüşlü ve parlaktır. Akıntı yoktur, bakışlar canlı ve dikkatli olmalıdır. Gözlerde hastalık bulunmamalıdır (katarakt gibi).
Kulak : İç ve kenarları temizdir. Akıntı yoktur, ayrıca kulakta yabancı maddeler, leke, pire bit ve kene gibi parazitler de bulunmamalıdır.
Ağız : İç kısımları sarı-pembe görünüşte, dil açık kırmızı, ağızda fena bir koku ve dişlerde diş taşı olmamalıdır.
Anüs : Anüs normal bir görünüşte ve temizdir. Pislik ve parazitler görünmez.
Ayaklar : Tırnaklar normal uzunlukta, tırnak araları temiz olup, taban normal görünümde ve kabuklanma yoktur. Tırnaklar köpeğin normal yürümesini zorlaştırmayacak ölçüde ve uygun bir makasla kısaltılmalıdır. Bu işlem yapılırken köpeğin derisini incitmemeye özen gösterilmelidir.
Vücut : Elle temasta hiçbir bölgede köpek irkilme göstermemelidir. İrkilme gösterince o bölgede anormalliğin olduğu muhakkaktır
KANGAL KÖPEĞİNİN KURT BOĞMASI
KANGAL ÇOBAN KÖPEKLERİNİN BESLENMESİ
Ergin Köpeklerin Beslenmesi : Ergin Kangal köpekleri günde bir defa hep aynı saatlerde beslenmelidir. Orta boy bir köpek için yaklaşık 2 kg’lık bir diyet düzenlenir. Böyle bir diyetin yaklaşık 1/3 ‘ü et, 1/3 ü tahıl ve sebze karışımı 1/3’ü de su şeklindedir. Diyetin miktarı hayvanın canlı ağırlığına, kondisyonuna ve yaptığı işe göre ayarlanmalıdır. Örneğin köpek zayıf ise yada fazla çalışıyorsa ilave olarak bir miktar süt, 1 yumurta, bir miktar sebze veya tahıl verilmelidir. Ergin köpeklerde halk arasında yal denilen arpa ununun sıcak su ile hamur haline getirilmesiyle elde edilen mamülden günde 2 kg kadar verilir. Buna ilaveten günde 25 gr. Et, haftada 3 kere haşlanmış ve fazla sert olmayan kemik verilir.
Tablo 1 : Köpekler için karma örnekleri
Malzeme Cinsi
1. Karma
2.Karma
Mısır Unu
35
35
Buğday Kepeği
12
17
Et-Kemik Unu
15
10
Balık Unu
12
22
Süt Tozu
10
14
Kemik Unu
14
-
Tuz
1
1
Bu karmalar özellikle toplu köpek yetiştirilen işletmeler için uygun, ucuz karmalardır. Bunlardan günde bir öğünde
Köpek Ağırlığı
Bir Öğünde verilecek Miktar
10 Kg ağırlıkta bir köpek için
750 gr
15 Kg ağırlıkta bir köpek için
1000 gr
20 Kg ağırlıkta bir köpek için
1200 gr
30 Kg ağırlıkta bir köpek için
2000 gr
40 Kg ağırlıkta bir köpek için
2500 gr
miktarlarında et suyu, sebze suyu veya süt gibi sıvılarla ıslatılarak verilir. Buna ilaveten hayvanların önüne haşlanmış sebzeler konur. 1. Karmanın gebe ve laktasyondaki dişilere ve sütten yeni kesilen yavrulara verilmesi tavsiye edilmektedir.
Rasyon hazırlanırken dikkat edilecek en önemli nokta, unu ince un halinde öğütülmesidir. Çünkü iri taneli unlar köpekler tarafından öğütülememektedir.
Yavrulara Gösterilecek Özen ve Beslenmeleri : Kangal Köpekleri bir batımda ortalama 7-8 adet yavru verirler. Yavruların gözleri 9-13. Günde açılır. Kulakları ise 13-15 güne kadar kapalıdır. 10 Günlük iken ayakta durabilir, 21. Günde ise rahatça dolaşabilirler. 4. Haftadan itibaren önlerine konan sütü içebilirler. Normal olarak yavrular 3-4 haftalık olana kadar anneleri tarafından beslenir, bu yüzden bu yaştan önce ilave beslenmeye gerek yoktur. Bununla birlikte ananın sütü yoksa veya yavru sayısı fazla ise eniklere ilave beslenme uygulanmalıdır. Bu amaçla; inek sütü, krema, yumurta sarısı, kemik unu ve vitamin takviyesi yapılabilir. Fakat bu işlem oldukça zahmetlidir. Zira sütün her öğünde taze olarak hazırlanması gerekir. Bunun yerine ticari yavru köpek mamaları, ılık suda eritilerek verilebilir.
Yavrular 3 haftalık olduklarında, ana sütüne veya süt ikamelerine ilaveten çeşitli yiyeceklere alıştırılmaya başlanır. Bu yiyecekler ilk önce lapa halinde olmalıdır. Ve yavaş yavaş et, karaciğer, kaynatılmış yumurta ile desteklenmelidir. Ayrıca, ticari yavru mamaları sütle ıslatılarak verilebilir. Öğle öğününde ise süt verilmeye devam edilir. Yavru maması miktarı yavaş yavaş çoğaltılarak kuru madde tüketimi arttırılmaya çalışılır, ancak süt miktarı değiştirilmez.
Yavrular 6 haftalıkken sütten kesilir yada analarından ayrılırlar. Ancak yavrular en az 6-7 aylık olana kadar süt verilmeye devam edilmelidir. Sütten kesme belli aralıklarla analarından uzaklaştırılarak yavaş yavaş yapılmalıdır. Bu yaştan önce dişler tam olarak gelişmediği için sert yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Ölüm, hastalık, emzirme yetersizliği veya ihmal neticesi analarını ememeyen eniklere, kaynatılmış ve 35 C‘ ye soğutulmuş su ile % 5 lik glikoz çözeltisi hazırlanarak; doğumdan sonra bir saat içinde, bir biberon veya sonda ile 5-10 ml verilir. Bundan yaklaşık iki saat sonra süt verilir. Böyle durumlarda inek sütü kullanılabilir. Ancak besleyici değeri köpek sütünden azdır ve sürekli kullanım için uygun değildir. Bunun yerine tablo 2 de bileşimi verilen, buzdolabında saklanılarak içirileceği zaman 30 C’ ısıtılan süt ikamesi kullanılabilir. Yavrulara verilecek süt veya benzeri sıvı miktarları ve öğün sayıları tablo 3 de verilmiştir.
Tablo 2: Yavrulara verilecek süt veya süt ikamesi miktarı, öğün sayısı
Doğum Ağırlığı
250-300 gr
450-500 gr
500 gr'dan Fazla
İlk iki gün öğün sayısı
8
8
8
Bir öğünde verilecek süt ml.
12
12
12
3.-7. Gün öğün sayısı
6
6
6
Bir öğünde verilecek süt ml.
20
30
40
8.-16. Gün öğün sayısı
5
5
5
Bir öğünde verilecek süt ml.
35
50
70
16.Gün-Sütten kesim öğün sayısı
4
4
4
Bir öğünde verilecek süt ml.
60
70
120
Yavrular sütten kesildikten sonra sindirilme derecesi ve biyolojik değeri yüksek protein, yeterli vitamin ve kalsiyum içeren, kalsiyum-fosfor oranı uygun olan maddelerle beslenmelidir.
Genç köpeklerde 3 aylık olana kadar günde 4-5 kere, 3-5 ay arasında 3 kere, 5-10 ay arasında 2 kere, daha sonra bir veya 2 kere mümkün olduğunca aynı saatlerde mama verilir. Büyüme çağındaki köpeklere ihtiyaçlarından fazla mam verilmemelidir. Çünkü çok hızlı büyüme iskelet bozukluklarına yol açabilir.
Bunun için canlı ağırlık artışı düzenli olarak kontrol edilmeli ve büyüme oranına göre diyet düzenlenmelidir. Dokuz aylık yavruların günlük mama tüketimleri, ergin köpeklerinkinden yaklaşık % 10 fazladır. 18 Aylıkken de ergin köpeklerin tükettiği miktar kadardır.
Tablo 3 : yavrular için diyet örnekleri:
Yaş / Ay
2 - 3 - 4 aylık
5 - 6 - 7 aylık
8 - 9 - 10 - 11 - 12 aylık
Süt
300 gr
350 gr
400 gr
Arpa Unu
500 gr
600 gr
650 gr
Et
400 gr
400 gr
500 gr
Sebze
200 gr
200 gr
300 gr
Balık Yağı
5 gr
5 gr
5 gr
(4 öğün)
(3 öğün)
(2 öğün)
Yavrular hava cereyanından ve soğuktan korunmalıdır. Çevre sıcaklığı:
İlk Hafta
29 - 32 'C
İkinci Hafta
26 - 29 'C
Üçüncü Hafta
23 - 26 'C
Dördüncü Hafta
23'C olarak ayarlanabilir.
Yavrular günlerine göre beslenirler, süt ikame gıdası günlere göre yavru ağırlığının:
3 Günlük Yavru Ağırlığının
%15 - 20 'si
7 Günlük Yavru Ağırlığının
%22 - 25 'i
14 Günlük Yavru Ağırlığının
%30 - 32 'si
21 Günlük Yavru Ağırlığının
%35 - 40 'ı oranında verilmelidir
Eğer yavru ememeyecek kadar zayıfsa yumuşak lastikten yapılmış, 3-4 mm çapında bir sondayla verilebilir. Hazırlanan gıda 8 saatte bir verilmeli ve her beslemeden sonra işeme ve defakasyon için karın ve perineum bölgelerine masaj yapılmalıdır. Fazla besleme ishale sebep olabilir. Böyle durumlarda yapay gıda sulandırılmalı ve miktarı azaltılmalıdır. Yapay beslenen yavrular yaşamın ilk üç haftasında daha az kilo alırlar, sonraki ağırlık kazanımı normaldir. Anasını emen yavrular bir haftada iki misli olurken yapay beslenenlerde ikinci haftaya kadar bu gelişme görülmez.
Çalışan Köpeklerin Beslenmesi : Bu köpeklere dengeli, enerji düzeyi ve sindirilme derecesi yüksek ve lezzetli bir diyet hazırlanır. Bunun ¼ ü veya 1/3 ünün işten önce, kalanının işten sonra verilmesi tavsiye edilir. Yine şişmanlamaya yol açmayacak şekilde esas diyete ilaveten bazı hafif yiyecekler vermek yararlı olabilir.
Çalışan ergin köpekler için bir diyet örneği:
Malzeme Cinsi
Miktar
Et
750 gr
Sebze
400 gr
Yulaf Unu
250 gr
Mısır Unu
250 gr
Arpa unu
400 gr
Tuz
3 gr
Yaşlı Köpeklerin Beslenmesi : Yaşlı köpeklerde sindirim etkinliğinin düşük olması ve başlıca kalsiyum gibi çoğu besin maddesinin emiliminin azalması sebebiyle besin maddeleri bakımından zengin, kolay sindirilebilir mamalar kullanılmalıdır. Yaşlı köpeklerin enerji ihtiyaçları daha düşüktür. Bu yüzden diyetlerin kaliteleri arttırılırken, miktarlarının azaltılması gereklidir. Koku alma duyusunun zayıflamasına bağlı olarak iştahsızlık söz konusu ise diyetin lezzetliliği arttırılmalıdır. Böbreklerde yetersizlik varsa diyet proteini azaltılmalıdır. Yine dişlerdeki bozulmalara bağlı çiğneme güçlüklerine karşı daha yumuşak bir diyet yedirilmelidir.
Köpek Beslemede Aşağıdaki Hususlara Dikkat Edilmelidir.
· Sağlıklı ergin köpekler için günde bir öğün yeterlidir. Yemek köpek sahibine uygun herhangi bir saatte fakat her gün aynı saatte verilmelidir. Beslemeden birkaç saat sonra dışkılama ve işeme ihtiyacı olacağından, beslemenin akşam geç saatlerde yapılmaması daha iyidir.
· Yavruların genç, gebe, süt emziren, çalışan, iştahsız ve yaşlı köpeklerinde iki veya daha fazla sayıda beslenmesi gereklidir.
· Köpeklerin ekşimiş, kokuşmuş, çok soğuk veya çok sıcak yiyecekler, sivri uçlu veya parçalanmış kemikler, balık kılçıkları verilmemelidir.
· Öğün sonrası tüketilmeyen artık mamalar yaklaşık 1.5-2 saat sonra uzaklaştırılmalıdır.
· İçme suyu devamlı veya en azından günde üç kere verilmelidir.
· Yoğun çalışan iş köpekleri hariç, öğün aralarında başka yiyecekler verilmemelidir.
· Ani mama değişiklikleri yapılmamalıdır. Eski mama yeni mama ile azar azar değiştirilmelidir.
· Mama ve su kapları her zaman temiz olmalıdır.
· Köpekler düzenli olarak aç karna tartılarak, canlı ağırlıkları belirlenir ve bu sayede beslenme durumları tespit edilir.
KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİNİN IRK ÖZELLİKLERİ
Gözler : Kafatasına göre oldukça küçük yuvarlakça olup altın ve kahverengi arasında bir renktedir. Göz etrafı siyahtır. Bakışlar canlı ve asildir.
Kulaklar : Orta boyda üçgen şeklinde, uçları yuvarlak, kafasına yapışık ve sarkıktır.
Kafanın ve Göğüsün Görünümü : Önden bakıldığında aslanı andırır. Kafa iri, güçlü bir boyun ile desteklidir.
Boyun : Hafifçe eğik, güçlü ve adaleli,orta boyda, oldukça ayrık, düz, kalın kemikli, ayak bilekleri kuvvetli ve uzundur. Ön göğüs arkasına göre daha geniş ve omuzlar adalelidir.
Gövde : Gövde baştan sonra bir kare şeklindedir. Vücut güçlü, adaleli, hiçbir zaman şişman değildir. Dirsek hizasına kadar göğüs derin, karin hafifçe içine çekiktir.
Bacaklar : Bacaklar güçlüdür. Ön bacaklar arka bacaklara göre daha güçlüdür. Ayaklar iri yapılı, kuvvetli, parmak bombeli ve siyahtır.
Vücut Rengi - Post : Sık bir alt post üzerinde kısa ve yoğun bir tüy yapısına sahiptir. Renk:Bozdan çelik rengine kadar olabilir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir.
Kuyruk : Oldukça yüksek olup, rahat durumda iken düşük ve kıvrık, uyarıldığı zaman sırt üzerinde yüksek ve kıvrıktır.
Ağırlık : Erkeklerde : 50-60 kg Dişilerde : 41-59 kg
Cidago : Erkeklerde : 74 cm ile 81 cm Dişilerde : 71 cm ile 79 cm SAĞRI : 67 cm
Beden Uzunluğu : 69.5 cm
Göğüs Çevresi : 76 cm BAŞ UZUNLUGU : 27 cm
Yüz Uzunluğu : 13 cm
Kulak Uzunluğu : 13 cm
Ön İncik Çecresi : 14 cm
Göğüs Çevresi : 21 cm
Dişilerde en az sekiz meme başı bulunmalıdır. Vücut organları arasında hiçbir anatomik bozukluk olmaması göz önünde bulundurulmalıdır.
KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Dünyada emsali görülmemiş bir köpek türü olan Kangal Çoban köpekleri, Türkiye’de ve yabancı devletlerde haklı bir üne sahiptir. Özellikle İngiltere ve Amerika’da bu köpekleri sevenler tarafından dernekler kurulmuş, yarışmalar yapılmıştır. Ne acıdır ki yabancı devletlerin göstermiş oldukları ilgiyi, bizler maalesef son on-on beş yıldır göstermekteyiz. Kangal Çoban Köpekleri çok cesur, gayet hızlı ve çeviktirler. Kadın ve çocuklara karşı gayet muhlis, kötü niyetli kişilere karşı son derece caydırıcı bir silah olan Kangal köpekleri çok zeki, ön sezileri kuvvetli ve sahibine aşırı bağlıdırlar. Sahibi tarafından azarlandığı zaman suçlu bir çocuk gibi başını öne eğer,sahibinin gözlerine mahsun mahsun bakarak af edilmesini bekler. Hislerini yalnız hal, hareket, mimik ve jestlerle değil çıkardıkları çeşitli tonlardaki havlamalarla belli ederler. Kangal Çoban Köpekleri görevlerine çok sadıktırlar Şöyle ki; dağda sürüden ayrılan veya geride kalan koyunun başından günlerce aç ve susuz bekledikleri Kangal çiftçileri tarafından anlatılmaktadır. Kangal Çoban Köpeğine sahip çiftçilerin en büyük gurur kaynağı köpeklerinin kurt boğmalarıdır. Kurt boğan köpeğe sahip olmak onlar için bir ayrıcalık ve övünç kaynağıdır. Yüzyılların ihmaline rağmen ne ırk vasıflarından ne de yüksek ruh yapısından en ufak bir taviz vermemiştir. Kan asaletine çok bağlıdır. Doğuda serbest iken bile başka bir karnivorla çiftleşmesi mümkün değildir. 1975 yılında askeri amaçla eğitime alınmış ve asırlardır bu yönde eğitim gören köpek türlerinden çok daha yetenekli olduğunu kanıtlamıştır.
İyi bir köpekte şu özellikler olmalıdır:
· Zeka : Orta-yüksek düzeyde
· Güvenirlilik : Sürü hayvanına ve sahiplerine zarar vermemelidir.
· Dikkatlilik : Görevine karşı ilgi ve dikkati bulunmalıdır.
· Koruyuculuk: Yabancıya karşı reaksiyoner (havlama-saldırı) olmalıdır.
· Güç : Olası düşmanı durduracak (kurt-hırsız) güçte olmalıdır.
· Hız : Olası düşmanı kovalayıp yakalayacak hızda olmalıdır.
· Cesaret : En önemli özellik olarak cesareti söyleyebiliriz.
Çünkü:Cesareti olmayan bir köpek diğer 6 özelliğe sahip olsa da etkili olamaz. Tüm bu özelliklerin hepsini en yüksek düzeyde Kangal köpeklerinde bulmamız mümkündür. İşte bu özelliklerinden dolayı Kangal köpekleri dünya köpekleri arasında hak ettiği değeri ve birinciliğini her zaman koruyacaktır. Böyle bir köpek ırkına sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır.
KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİNİN IRK ÖZELLİKLERİ
Burun Ağız Yapısı : Ağız burun yapısı kısa küt çene kuvvetlidir.Dişler sivri ve sağlam, dudakları sarkıktır. Göz,kulak,ağız etrafı ve burun üstüne kadar siyahtır.
Gözler : Kafatasına göre oldukça küçük yuvarlakça olup altın ve kahverengi arasında bir renktedir. Göz etrafı siyahtır. Bakışlar canlı ve asildir.
Kulaklar : Orta boyda üçgen şeklinde, uçları yuvarlak, kafasına yapışık ve sarkıktır.
Kafanın ve Göğüsün Görünümü : Önden bakıldığında aslanı andırır. Kafa iri, güçlü bir boyun ile desteklidir.
Boyun : Hafifçe eğik, güçlü ve adaleli,orta boyda, oldukça ayrık, düz, kalın kemikli, ayak bilekleri kuvvetli ve uzundur. Ön göğüs arkasına göre daha geniş ve omuzlar adalelidir.
Gövde : Gövde baştan sonra bir kare şeklindedir. Vücut güçlü, adaleli, hiçbir zaman şişman değildir. Dirsek hizasına kadar göğüs derin, karin hafifçe içine çekiktir.
Bacaklar : Bacaklar güçlüdür. Ön bacaklar arka bacaklara göre daha güçlüdür. Ayaklar iri yapılı, kuvvetli, parmak bombeli ve siyahtır.
Vücut Rengi - Post : Sık bir alt post üzerinde kısa ve yoğun bir tüy yapısına sahiptir. Renk:Bozdan çelik rengine kadar olabilir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir.
Kuyruk : Oldukça yüksek olup, rahat durumda iken düşük ve kıvrık, uyarıldığı zaman sırt üzerinde yüksek ve kıvrıktır.
Ağırlık : Erkeklerde : 50-60 kg Dişilerde : 41-59 kg
Cidago : Erkeklerde : 74 cm ile 81 cm Dişilerde : 71 cm ile 79 cm SAĞRI : 67 cm
Beden Uzunluğu : 69.5 cm
Göğüs Çevresi : 76 cm BAŞ UZUNLUGU : 27 cm
Yüz Uzunluğu : 13 cm
Kulak Uzunluğu : 13 cm
Ön İncik Çecresi : 14 cm
Göğüs Çevresi : 21 cm
Dişilerde en az sekiz meme başı bulunmalıdır. Vücut organları arasında hiçbir anatomik bozukluk olmaması göz önünde bulundurulmalıdır.